Herkesin öğrenciliğinden kalan ve hayatı boyunca vazgeçemeyeceği yerler vardır. Bu benim için Küçük Ayasofya desem, çok da yanılmam. Estetik güzelliğinin yanı sıra, Küçük Ayasofya’ya inen sokakların kâdim ruhu da her zaman cezbetmiştir beni.
Sedefkâr Fatma Ayran’ın Küçük Ayasofya’daki mütevazi mekanında ürettiği harika işleri gördüğümde bir kez de sesli teyit ettim düşüncelerimi; Küçük Ayasofya candır!
Sedefkâr Fatma Ayran, bugün Türkiye’de tek bayan sedef ustası dersek yanlış olmaz. Sanatını icra ederken, ruhundan parçalarla birleştiren Ayran, her birini ömrünüzce kullanmak isteyeceğiniz onlarca eserini aynı yerde kullanıcılara sunuyor. Biz de, sedef ustalığını ve kadını Fatma Ayran’dan dinledik.
-Kaç yıldır sedef ustalığı yapıyorsunuz?
Dokuz yıldır kendi atölyemde çalışıyorum. Üç yıl ustamla, üç yıl da farklı büyük atölyelerde işin püf noktalarını öğrendim.

-Sedefin püf noktaları nedir?
Sedef, yalnızca sedef kakmanın yapılması değildir. Ahşap oymayı, cilasını, bir eseri keserken tezhibin inceliklerini, tesfiyesini hep farklı yerlerde öğrendim. Bir ustamdan inceliği öğrendiysem diğerinden işin ahlâkını, bir ustamdan disiplin öğrendim. Hepsinden bir şey öğrenerek bugün kendi atölyemde işlerimi yapıyorum.
-Bu alanda neredeyse tek kadın usta sizsiniz diyebiliriz. Siz, bu alanda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Sevdiğiniz zaman bütün vaktinizi harcasanız da, sizi yormayan bir şey sanat. Başlamadan önce kısa bir araştırma yaparak, hiç bayan sedefkâr olmadığını görmüştüm. Benim bu sanatı öğrenmek istememin tek sebebi bu sanatı bir bayanın icra etmiyor oluşuydu. Kaybolmaya yüz tutan sanatlar arasında oluşu da beni bu alana yönlendirdi. Dışardan bakıldığında, aşamalarından dolayı ‘erkek’ işi olarak adlandırılabilir fakat daha ince işlerde başarılı olan bayanlar neden bunu yapamasın dedim.

-Sizin de öğrencileriniz var mı?
Öğrenmek isteyen bayanlara elbette yardımcı oluyorum. Ben, kurs açarak öğretmek yerine tam bir öğrenci yetiştirmeyi tercih ediyorum. Benden sonra başka ustalarla da çalışsınlar, öğrensinler ve hatta öğretsinler isterim. Bugüne kadar iki öğrenci yetiştirdim ama her şeyiyle öğretebildiğim tek öğrencim oldu diyebilirim. Burada aslında yaş da önemli çünkü sedefkârlıkta usta – çırak ilişkisi olduğu için hobi olarak öğrenmek isteyenlerle alabileceğimiz mesafe maalesef sınırlı oluyor.
-Peki, öğrenmek isteyenlere tavsiyeniz ne olur?
Sabır. Çünkü çok az makine ile yapılan bu sanat, el işçiliği, emek, fedekarlık ve özveri istiyor. Öğrenirken niyet bile çok önemli. Siz, eserinizi severek yaptığınızda; alan kişinin onunla kurduğu duygusal bağ bile farklı oluyor.
E. İlkay Yaprak
e.ilkay@grifons.com