Sanatın ve estetiğin şehri İstanbul; hikâyeleri, aşkları, geçmiş ve geleceği ile dünyanın en çok merak edilen kentlerinden. İstanbul’da sanatını icra eden usta isimlerden Hakan Dedeler, Erdinç Şenyaylar ve Engin Gürkey’in 3 Hisar’ı da İstanbul’un ruhuna hitap eden tanbur, gitar ve vurmalı sazlar triosu.
2000’li yılların başında enstrümantal müziğin yükselişi ile artan ‘trio’ albümlerinden bir tık ötede; özellikle “İstanbul” bestesi ile gönülleri fetheden bu üç usta sanatçının Hemhâl albümü ile taçlandırdıkları çalışmalarını Hakan Dedeler’den dinledik.
Müzik eğitimine 2004 yılında Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’nde başlayan Hakan Dedeler, tanbur ile tanışmasının ardından kendini bu alanda yetiştirmek için Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Temel Bilimler bölümüne geçmiş.
Müziğin her alanında çeşitli projelere imza atan Dedeler, Küçükçekmece Müzik Akademisi’nde onlarca öğrenciyi konservatuara hazırlayarak, Türkiye’de müzik alanında da hizmet veren başarılı bir isim.
-3 Hisar, Hemhâl albümü ile sanatçıların albüm satışlarından şikâyetçi olduğu bir dönemde büyük bir başarı sağladınız. Bu nasıl oldu?
Aslında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde verdiğimiz konserlerden sonra albüme karar verdik çünkü bu noktada bir taleple karşılaştık. Engin Gürkey ile Küçükçekmece’de uzun süredir birlikte çalışmalar yapıyoruz. Erdinç Şenyaylar ile de onların müzikal dostluğu var. Aynı duygulara ve aynı bakış açısı ile yaptığımız müzik, verdiğimiz konserler bizi albüm projesine iletti. Bu anlamda ilk olarak bizler ‘hemhâl’ olduk denilebilir. Albümü kısa sürede kaydettik ve Kınay Prodüksiyon etiketi ile çıkan albüm kısa sürede kendi dinleyicisine ulaştı.
-Albümde dengeli bir dağılım var. Kendi besteleriniz de yer alıyor enstrümantal parçalar da, buna nasıl karar verdiniz?
Albümün çıkış parçası olan “Açmayan Tomurcuğum” benim bestem, aynı zamanda albümde sözlü parçaları da ben seslendirdim. Yeni parçaların yanı sıra albümde dört tane de türkü var. Geleneksel Türk müziği motiflerini Klasik Batı müziği formlarıyla birleştirerek özgün bir formda dinleyicilere sunuyoruz. Özellikle türküleri dinleyenler, türkü dinlemeyi sevdiklerini söylüyorlar, bu bizi çok mutlu ediyor. Önümüzdeki günlerde albümde yer alan İstanbul şarkısına bir de klip çekeceğiz. Bu müjdeyi de dinleyicilerimize vermiş olalım.
-Aslında tek müjdeniz bu değil, yeni bir albüm projeniz var; biraz bahsetseniz…
Evet, sazın usta isimlerinden Erdal Yapıcı ile yeni bir albüm hazırladık. Ocak ayı içerisinde Kınay Global tarafından ilk olarak Almanya’da dinleyicileri ile buluşacak. Ardından da Türkiye’de müzikseverlerin beğenisine sunulacak. “10 Telli Oğur Sazı” olarak bilinen ve Erkan Oğur tarafından tasarlanan sazı en iyi kullanan isimlerden Yapıcı. Albümde, Yapıcı’nın sazından özel eserler de yer alacak. Albümün kapağını ise, yine usta bir isim olan Mehmet Güreli resmetti. Bu da bizim için özel bir çalışma oldu. Albümün ismi de sürpriz olsun!
-Ben aslında sizin eski bir çalışmanız olan ‘Müzikli Kütüphane’nin bugünlerde yeniden gündeme gelmesini isteyenlerdenim. Bu anlamda yeni bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi’nin yeniden yapılandırılması sürecinin ardından ortaya çıkan bir projeydi ve bir yıl süre ile devam etti. Dünyada ilk olarak yaptığımız Müzikli Kütüphane’nin daha sonra birkaç farklı yerde de uygulandığını gördüm. Bu anlamda bana ulaşan bir teklif olmadı fakat Müzikli Kütüphane benim için de özel bir çalışmaydı.
E. İlkay Yaprak
e.ilkay@grifons.com