İsmini kubbelerin merkezinde bulunan küçük dairesel veya oval pencere ya da yuvarlak delik anlamına gelen, eski Roma’ya özgü mimari bir terimden alan Yusuf Sevinçli’nin ‘Oculus’ sergisi ile Galerist’te.
Karanlık mekanlara yoğun ışık girmesini sağlayan Oculus, ışığın eşiklerini oluşturan önemli bir mimari detaydır.
12 Ocak tarihine kadar görülebilecek serginin yanı sıra, Yusuf Sevinçli’nin ‘Paris’i Fotoğraflamak’ isimli çalışmaları da Galerist’te görülebilir.
Ocuius, Yusuf Sevinçli’nin Galerie les Filles du Calvaire‘de açtığı ikinci solo sergisidir.
Sevinçli’yi Fransız sanat severlere tanıtan 2013 yılındaki Post sergisinden bu yana beş yıl geçmiş, bu sürede Sevinçli, dünyanın neresinde olursa olsun aynı siyah ışığın izini sürmekten vazgeçmemiştir.
Bir araya getirildiğinde, 46 karelik bir günlükten çok, daima hareket halindeki bir otoportre gibidir. Sevinçli’nin işleri kolaylıkla onları üreten hareket ile karıştırılabilir. Geçtiğimiz beş yıl içinde değişen de bu olmuştur: seyahatleri hiç olmadığı kadar artmışken, yolculuğu iki türlü bir birlikte yaşamaya koşullanmıştır.
Bunların ilki, tekrar eden gökyüzünde uçan kuşlar imgesiyle; bilinçli karışıklık, kaos etkisi, duygu dalgalanmalarıdır. İkinci algı ise karşılaşılan ya da fotoğraflanacak imge ile çarpışarak ondan cevap almak ümidindeki bakıştır. Yoğun izlenmeyi kesinlikle hak eden bu cevap, mimarların okülüse verdiği anlamı izleyene hatırlatır: ardını görmemizi sağlayan, duvardaki o delik.