16. yüzyılda Anadolu’da ilk kez yapımına başlanan “Tombak” bir sanat dalı olarak da günümüze ulaşmış. Kadim gelenekler arasında bulunan ve daha çok mutfaklarda rastladığımız kalaya farklı form ve sanatsal yaklaşımlarla bugüne taşıyan ‘Kalaycı Ailesi’ ise bugün Türkiye’de bu alanda verdiği eserlerle dikkat çekiyor. Artin Usta ile Yalova’dan İstanbul’a taşınan bakır ve Tombak sanatı, Haçik Usta’nın ellerinden bu sanatı devralan Kaya Kalaycı, ailesinden aldığı mirası en iyi şekilde değerlendirmiş. Yaklaşık 10 bin yıl önce Anadolu’da başlayan bir zanaatın tek ustası Kaya Kalaycı, ailesinden devraldığı mirası modernize ederek dünyanın dört bir yanına yaymış bir isim aynı zamanda.
Üsküdar Belediyesi, bakır ve tombak ustası Kaya Kalaycı’nın eserlerinden oluşan ‘’Madenin İhtişamı Sergisi’’ ile Osmanlı motiflerini sanatseverlerle buluşturdu. Kaya Kalaycı’ya hem bu alana dair hem de işlerine dair merak edilenleri sorduk…
- Bakır ve bakırcılık sizin ailenizde 100 yıllık bir gelenek. Fakat size geldiğinde bambaşka formlara bürünerek modernize oluyor. Eski bir saray geleneğini modernize ederken kaygılarınız oldu mu?
Hiç kaygım olmadı aksine ortaya çok güzel, değişik aydınlatmalar ve dekorasyon objeleri çıktı. Bunlarla, başta Şakirin Cami olmak üzere en seçkin, beş yıldızlı hotelleri süsledik. Yurt dışında a özellikle Katar’da üç cami, hotel ve restaurantın dekorasyonlarını yaptık. Paris’te Hotel Lumen’in aydınlatmalarını yaptık. Ayrıca Lüksemburg’a babamla, ünlü bir Azizin yere düşen iki metre yüksekliğindeki gölgesini yaptık.
- Geçmişten bugüne bakırcılık alanında yapılan çalışmalara baktığınızda sizce henüz yapılmamış neler var?
Geçmişten bugüne baktığımızda bakırcılık alanında mutfak eşyaları, hediyelik ve süs eşyalarını görüyoruz. Ben, bunlara ilaveten aydınlatmalar ve dekoratif eşyalar ürettim. Böylece aslında bakır kullanılarak yapılmamış bir şey de kalmamış oldu.
- Madenin İhtişamı oldukça ilgi gören ve ilgililerinin sahip çıktığı bir sergi. Size gelen geri dönüşler nasıl?
Serginin geri dönüşleri elbette beni çok mutlu ediyor ve harika yorumlar alıyoruz. İstanbul dışından da sergiyi gezenler, eserleri gördükten sonra güzel tekliflerle geri dönüyorlar.
- Hayli nish bir alanda, eşiniz ve kızınızın desteğiyle tek başınıza mücadele ediyorsunuz da diyebiliriz. Sizce bu sanatın yaygınlaştırılması için atılması gereken adımlar neler?
Osmanlı’dan günümüze uzanan ve bugün de hem sevenleri hem de meraklıları ile buluşan bu sanatın yaygınlaştırılması için atılabilecek ilk adım olarak Güzel Sanatlar Akademileri’nde okutulması ve devlet tarafından desteklenmesi sağlanabilir.
Son olarak belirtmek isterim ki, Üsküdar Belediye Başkanı Sayın Hilmi Türkmen başta olmak üzere Gülsüm Hasbal İsmailoğlu, Meyçem Ezengin ve Nevmekân Sahil çalışanları ve de bu serginin açılmasına ön ayak olan Sayın Çiğdem Simavi Hanımefendi, sergimi gezen seçkin sanatseverler bana çok büyük destek oldu. Herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.
E. İlkay Yaprak
e.ilkay@grifons.com