Zülfü Livaneli’nin Gençlik Hayali: “Balıkçı ve Oğlu”

Zülfü Livaneli’nin Ege’nin sakin sularında geçen ve çağın kanayan yarası göçmenlik başta olmak üzere pek çok soruna değindiği yeni romanı Balıkçı ve Oğluİnkılâp Kitabevi etiketiyle edebiyatseverlerle buluştu. 

“Ortaokuldayken denizde yaşama hayaliyle evden kaçıp, iki ay balıkçı sandalında çalışmışlığım bile var” diyerek deniz tutkusunu dile getiren Livaneli, yeni romanında okurunu Ege kıyılarında balıkçı bir ailenin hikâyesine ortak ediyor. Tutkusuyla Ernest Hemingway’e, çevre duyarlılığı ile Halikarnas Balıkçısı’na selam gönderdiği romanında günümüzün en önemli problemlerinden biri olan göçmenlik sorununu insani bir bakış açısıyla ele alan usta edebiyatçı, toplumu değiştiren ve şekillendiren trajedileri de merceğine alıyor.

Romanda balıkçı Mustafa ve Mesude’nin o güne dek televizyonlarda şahit oldukları haberlerden ibaret olan “göçmenler”in hayatları, Livaneli’nin kalemi ve gerçeğin saf özüyle sayfalarda yerini alıyor. Kitabın sonunda ise okurları, usta edebiyatçıyla yapılan özel bir söyleşi bekliyor.

Balıkçı ve Oğlu’nun Hikayesi Gerçek Oldu

Zülfü Livaneli’nin gerçeklerden beslenerek yazdığı ve Egeli balıkçılar ile göçmenleri anlattığı yeni kitabının hikayesi kısa süre önce gerçek oldu. İspanya’nın Kuzey Afrika’da bulunan toprağı Ceuta’da aralarında küçük çocukların da bulunduğu binlerce kişinin Fas-İspanya sınırını aşıp Avrupa’ya geçmeye çalışırken yürek parçalayan görüntülerinin ortaya çıkması, Livaneli’nin kitabında işlediği konuyu anımsattı. Romanını birkaç senedir yazdığını ve haberi görünce yazdığı karakterlerin gözünün önüne geldiğini belirten Livaneli, “Bize bu kadar güzellikler veren deniz, başkaları için ‘ölüm denizi’ haline geliyor” ifadesiyle duygularını dile getiriyor.