28 Ocak 1936 yılında “Pravda” gazetesinde “Müzik Yerine Karman Çorman” adlı bir makale yayımlandı.
Adından da görüldüğü gibi ateş püsküren bu yazının hedefindeki insan dünyaca ünlü Dmitri Şostakoviç idi. Henüz 30 yaşında olsa da dört senfonisi, operaları, filmlere yazdığı olağanüstü eserleriyle dünyaya kendinden bahsettirebilmişti. Çok sevdiği Gogol’un eserleri üzerine yazdığı “Mtsenk’li Lady Macbeth” operasını geniş izleyici kitlesi hayranlıkla karşılasa da, Stalin beğenmemişti. Malum makale de kendini fazla bekletmemişti. “Lady Macbeth yurtdışında burjuvazi çevrelerinde büyük rağbet görmektedir. Neden sizce? Acaba karman çorman ve apolitik bir opera olduğundan olabilir mi?” diye suç oluşturuluyordu.
Kanlı 1937 yılı daha ilerideydi, fakat ejderha sadece Rakhmaninov, Stravinsky gibi müzik zekalarını ülkeyi terk etmeye zorlamakla kalmamış, kendini yaratan en meşhur isimleri, Troçki’yi, Zinovyev’i, Bukharin’i, Mareşal Tuhaçevski’yi de yutmuştu. Yazıyı yazan Komünist Partisi Merkezi Komitesinin Başkanı Andrei Zhdanov olsa da, makalenin gerçek sahibi ve siparişçisinin kim olduğu herkesçe anlaşılmaktaydı. Tanrılar yine kurban istiyordu!
Zaten kendisini kısa süre önce Bolshoi Dom’da (Leningrad’daki Yönetim Kurumunun resmi olmayan adı) sorgulamaya çekerek ifadesini almışlardı. Stalin’e karşı “planlanan” suikastte yer aldığını itiraf etmesini istemiş, düşünmesi için süre vermişlerdi. Süre bitiminde ise Şostakoviç aynı savcının tutuklandığı haberini almıştı. Şimdi de bu makale. Siyah bulutlar hala başının üzerindeydi. Zırhlı arabalardan birinin bir gece ansızın onun için de geleceğini düşünerek çantasını hazırlamıştı bile.
Yaratıcılıkla korku hissini birlikte yaşadığı bu bir yılı geride bırakarak 1937’ye girdiğinde yazacağı ‘Beşinci Senfoni’nin taslakları artık hazırdı. Ümitsizlik, sitem, gelecek kaygısı ile içini döktüğü “Dördüncü Senfoni”si artık hiçbir yerde çalınmıyordu. Öyleyse karamsarlığa mahal vermeyecekti. Kaderinin pasif seyircisi olmayacaktı. Yeni senfonisini bir buçuk ayda yazıp bitirerek, partisyonunu orkestranın efsane şefi Mravinsky’ye teslim etti.
1937 yılının 21 Kasım gününde eser Leningrad filarmonisinde çalınarak izleyenlerin dakikalarca süren alkışları altında bitti. Mravinsky partisyonu başının üzerinde dalgalandırıyordu. Makaleye gereken en güzel yanıt verilmişti. Şostakoviç rejim karşıtı veya karşı devrimci olmadığını, aksine gerçek bir Sovyet vatandaşı olduğunu ispatlayabilmişti.
Eserin birinci bölümü acı ve felsefi derinlikle dolu kişisel duyguları anlatıyordu. Kemanlar, gerilmiş sinirlerle başlayarak sakin notlarla devam ediyordu. Daha herhangi bir ihtilaf yoktu, sadece sorular ve bastırılmış tepkiler vardı. Sonra ise ikinci kısım, biraz mizah, espriyle devam ediyordu. Üçüncü kısım sakin bir şekilde akarak, lirik monologlar, içsel sohbetler eşliğinde sesleniyordu. Ve nihayet, son kısım başlıyordu; giderek heyecanlanan, hareket ettiren, ayağa kaldıran sesleriyle.
Artık edebiyat yok eylem vardı, felsefe yok devrim vardı! Sokakların tantanası, bayram ritimleri duyuluyordu. İnsan oğlu ıslah olunmaz bir optimist olduğunu dünyaya haykırıyordu. Davul son notaları aktarıyor, besteci hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin asıl şimdi başladığını söylüyordu. Nitekim de kendisi, “Yaratıcı Cevabım” makalesinde “ruhsal bir mücadelenin acılı ihtilafları arasından iyimserliğin bir dünya görüşü olarak vücut bulduğunu göstermek istedim” diye yazıyordu.
Videoda eserin final kısmı iki farklı, ama muhteşem yorumlarla seslendirilmektedir: Mravinski’nin ağır başlı, ciddi, her sesinden muhteşemlik akan yorumu ve Bernstein’in hızlandırılmış tempoda yorumladığı gençlik ruhlu, hayat dolu bir eser.
Zehra Kıstı
Kaynak:
- https://www.classicalmusicnews.ru/articles/5-simphony-shostakovich/
- https://www.belcanto.ru/s_shostakovich_5.html