Bu Neyin Melodisi; Vatanseverliğin Mi İhanetin Mi?

Çar I.Petro 1718 yılında, halk balolarına davetlerle ilgili tarihi bir ferman verdi, fermana göre; Saray mensupları zorunlu olarak evlerinde herkese açık balolar düzenleyecek ve dileyen herkes bu balolara katılacaktı. Dileyen herkes dense de, aslında katılım da zorunlu idi. Bu organizasyonlarda baş başa konuşmalar yapılacak, satrançlar oynanacak ve en önemlisi, dans edilecekti. Çarlık bakanları ile sıradan gemi kaptanlarıyla aynı ortamda bulunacak, yemek yiyecek, içki içecekti. Yaşlılar ve güçsüzler dışında herkes dans etmek zorundaydı, cayma imkânı yoktu, zira Çar hazretleri bizzat bu ziyafetlere katılır ve emirlerinin nasıl uygulandığını kontrol ederdi. Dans etmeyenler para cezası öderlerdi. Peki Çarı böyle bir fermana zorlayan ne olabilirdi?

Hemen hemen bütün halklarda olduğu gibi, Rus oyun müziği de tarım, hayvancılık gibi işlerde, birlikteliğin bir ritmi olarak meydana çıkmıştı. Moğol – Tatar istilalarının öncesi ve sonrasında dans gösterileriyle yaygın olan soytarılık Rus toplumunda önemli bir yere sahipti. Korkunç Ivan döneminden Çar Aleksey hükümranlığına kadar dansın saray nezdindeki yeri komiklik, soytarılıkla sınırlı olarak kaldı.

Ta ki I.Petro Batılılaşma reformlarını başlatıp, Rus halk oyunları dışında eskiye ait her şeyi bertaraf edinceye kadar. I.Petro dansı sanat kapsamında değerlendiren ilk muktedir olarak, Moskova’nın merkezinde toplumun bütün tabakalarına açık olan bir tiyatro açtı. O zaman Rusya’da esamesi bile okunmayan bale gösterileri için Avrupa’dan oyuncular ve eğitmenler davet etti. Fakat bütün bu girişimler, yabancı melodileri ve dans hareketlerini anlamayan geniş halk kitleleri tarafından ilgi görmedi. Kilisenin ağır baskısı ile dansın yıllarca “günah” gibi algılanması ve en önemlisi, Rus asillerinin yaşamında kadın erkek ayrımının güçlü olması bu ilgisizliği daha da tetikliyordu. Bütün bu nedenler I.Petroyu bahsettiğimiz fermana zorlamıştı. Sonrasında ise “düğüne çizme ve mahmuzla gitmenin uygunsuz olduğu, çünkü mahmuzların çok ses çıkarttığı ve bayanların elbiselerini yırtabileceği” uyarılarından oluşan “Özel” bir kılavuz yayınlattı. Artık kadınlar erkeklerle bir arada bulunacağı gibi dans da edebilecekti ve böylece “kadın-erkek bölümü”nü hayatlarından tamamen çıkaran Rus soyluları Avrupa sahne danslarını da ilk defa algılamaya başladılar.

Rus müzik ve dans sanatı bu şekilde evrilerek dâhi besteci ve olağanüstü şahsiyet Pyotr İlyiç Çaykovski’nin ölümsüz “Kuğu Gölü”ne kadar uzun bir mesafe kat etti. Fakat ne garip ki, Alman efsanesinden esinlenerek yazdığı ve ilk gösterisi başarısızlıkla sonuçlanan bu eseri için Çaykovski “Her zaman pişmanlıkla hatırlayacağı, miskin bir eser.” diyordu.

Annesinin evlendirmek istediği Prens Siegfried ile büyücü Rothbart’ın kuğuya çevirdiği Göl Perisi Odette arasındaki aşktan bahseden bu eserde ilginç bir parça vardır. Annesinin 21.yaş günü şerefine verdiği baloda Prens gördüğü ve beğendiği kızlardan herhangi birine evlenebilecekti fakat gönlü artık çoktan Odette’de idi. Rothbart, Siegfried’in dikkatini çeksin diye kızı Odile’i Odette’in kılığına sokarak beyaz Odette’in aksine Siyah Kuğu şeklinde saraya sunmuştu. Farklı yerlerden gelen ve kendi yörelerine ait danslar sergileyen güzellerle birlikte Odile de Rus dansını oynuyordu. Prens, Odette sandığı Odille’e sadakat yemini etmiş ve böylece farkında olmadan Odette’e ihanet etmişti. Dolayısıyla hikâyenin bu kısmında dinlediğimiz Rus Dansı bir ihanet melodisidir.

“Rus Balesinin Tarihi” kitabında Bakhrushin, bu parçanın esere besteci tarafından sonradan dâhil edildiğini söylüyor.. O dönem Rusya ile Türkiye (Osmanlı) arasında başlayan savaşa karşı bir tepki ve Doğu, Slav halklarına destek olsun diye kendisinden böyle bir şey istendiğinde, Çaykovski “Rus Dansı” adını verdiği bu parçayı eserin üçüncü perdesine ilave etmiştir. Dolayısıyla, bu melodinin bir vatanseverlik duygusu ile meydana çıkmış olduğunu görüyoruz.

Bu balenin yönetmenlerinden biri ve kendisi de koreograf olan Sergey Bobrov bu hususla ilgili: “Çaykovski’nin kendisi gibi romantik huylu ve kitap okuru olan Siegfried, âşık olduğu göl perisini sıcakkanlı Rus güzelinin sergilediği Rus dansıyla unutuyor. Odille, Odette’e benzese de, Siegfried’e doğma ve yakın olan bir kültürü canlandırıyor, dolayısıyla ihanet kaçınılmazdı” diyor.

Birbirine tamamen zıt iki duygu (ihanet ve vatanseverlik) için yazılan muhteşem bir melodi..

Zehra Kıstı

Kaynakça:

1-A. Bakhrushin: “Rus Balesinin Tarihi”, “Sovetskaya Rossiya”, Moskva 1965

2-Krasopera.ru Koreograf Sergey Bobrov’la röportaj

3-Mk.ru: “Kuğu Gölünün Sırları” tarih araştırması