Farkındalığın Sırrına Açılan Bir Yolculuk: Sera’dan Süreyya’ya

Sera’dan Süreyya’ya, ruhun özgürleşmesi arzusuyla yapılan yolculukta, geçmişten getirilen korkuları, travmaları, çevreden edinilen davranışları, huyları ve kimlikleri, illüzyon benlikleri şifalıyor. Bu roman eksik parçaları tamamlamak ve hayallerin ötesindeki gerçeğe ulaşmak için yazılmış bir eser olma özelliği taşıyor.

Esra Özkalkan, Sera’dan Süreyya’ya ile roman kurgusu içinde okuyucularını zihinsel hapishanelerinden, kendi ördükleri duvarların ötesine geçmek için bir yolculuğa davet ediyor. Esra Özkalkan kişisel gelişim romanında okuyucuları büyük ilahi akışa geçmek için farklı benlikleriyle yüzleştiriyor ve kendilerini yeniden yaratmanın yöntemini öğretiyor.

Özkalkan; romanında eksik parçalarımız olduğunu, bunların da Sera Benlik olduğunu söylüyor. Yazar geçmişten gelen tüm korkuları, hastalıkları, aile ve çevreden edinilen tüm davranışları, huyları ve kimlikleri Sera Benlik olarak adlandırıyor. Yaşanan tüm bu iniş ve çıkışlar çaresizlik olarak nitelendirildiğinde ise her şey içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İnsanın kendi kendine yarattığı Sera Benlikler ağır bir katmanla üst üste çevreleniyor ve bu hayatlarında blokajları meydana getiriyor.

Tüm kadim öğretiler ve bilgiler, aslında yokluk sırrını anlatarak gerçek varlığın ne olduğu hakkında tarif veriyor. Deneyimlemek kısmında da bizi kendimizle baş başa bırakıyor. Bu birçoğu için çok zorlu bir deneyimdir. Çoğu kişi takılı kalan adına blokaj veya travma denilen enerjiler nedeniyle ne yazık ki akışta kalamıyor ve “olmuyor” diyerek içsel yolculuğunu yarıda bırakıyor. Büyük üstatlar dahi kendi bilinçlerinde geçiş yaşadıklarında bir dolu çalkantıdan geçiyorken, bu yolun başındakiler için bu daha da zor oluyor.

Sera’dan Süreyya’ya okuyucusuna kendi Sera Benliklerini yönetmeyi onları yuvaya döndürmeyi, dönüştürmeyi ve dolayısıyla özgürleşmeyi vadediyor. Okuyucu bu eser sayesinde kâh Süreyya’dan genişleyecek, kâh Sera’dan Süreyya’ya yükselecek…